OTİZM
KILAVUZU
1. OTİZM NEDİR?
2. OTİZMLİ
ÇOCUKLA YAŞAMAK
3. OTİZMLİ ÖĞRENCİM
BEN OTİZMLİ
MİYİM?
1.
OTİZM NEDİR?
Otizm, sosyal
etkileşimde bozukluk, dil, konuşma ve sözel olmayan iletişimde gerilik ile
birlikte tekrarlayıcı ve stereo tipik hareketler ile karakterize MSS ’nin
gelişimsel bir bozukluğudur.1-4 Otizm, kronik bir bozukluktur, yaşam
boyu sürer, yaşla ve olgunlaşma ile semptomların görünüm ve şiddetinde
değişiklik görülür.
Otizm genelde üç yaşından önce başlayan ömür boyu süren
beynin sinir sisteminin yapısındaki ya da işlevlerdeki farklılıklarından
kaynaklandığı kabul edilen, sosyal etkileşime, algılamamaya ve iletişime zarar
veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, nörolojik ve karmaşık bir
gelişimsel bozukluktur. Otizm beynin birçok kısmını etkiler, ama bu etkinin
nasıl geliştiği çok iyi anlaşılamamıştır. Otizm farklı ırklardan, etnik ve
sosyal gruplardan çocukları dünya genelinde etkiler. Ailenin geliri, eğitim
düzeyi, yaşam biçimi otizmin görünümünü etkilemez.[1]
2.
OTİZMİN
BELİRTİLERİ
Diğer
çocuklarla ilişki kurmakta zorluk
|
|
Her
şeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama bağlılık, değişikliklere aşırı
tepki vermek
|
|
Uygunsuz
ve sebepsiz gülmek ve ağlamak
|
|
Aşırı
hareketlilik ya da aşırı hareketsizlik
|
|
Tehlikeye
karşı duyarsızlık
|
|
Göz
temasının çok az ya da hiç olmaması
|
|
Sürekli
aynı oyunları oynamak
|
|
Motor
hareket gelişiminde düzensizlik (Topa vuramaz ama küpleri üst üste
koyabilir.)
|
|
Acıya
karşı duyarsızlık
|
|
Ekolali
(Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar etmek)
|
|
Yalnız
kalmayı tercih etmek
|
|
İhtiyaçlarını
belirtmekte zorlanmak, konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye
çalışmak
|
|
Temastan,
kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak
|
|
Objeleri
kendi etrafında çevirmek
|
|
Seslere
karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı duyarsızlık
|
|
Normal
öğrenme metotlarına karşı duyarsızlık
|
|
Objelere
gereksiz yere bağlanmak
|
|
Bir
sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak
|
Diğer belirtiler;
1. Göz kontağı kısıtlıdır ya da yoktur
2.
Çevreye
ilgisizdirler
3.
Adına
tepki vermezler
4.
Aşırı
hareketli ya da hareketsiz olabilirler
5.
Bazıları
fiziksel temasa (öpülme, sarılma vs.) izin vermez ya da hoşlanmaz
6.
Çoğunlukla
insanları değil cansız varlıkları tercih ederler
7.
Sosyal
ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler
8.
İşaret
etmezler, ihtiyaçlarını yetişkinin elini kullanarak ifade ederler
9.
Taklit
becerisi yoktur ya da sınırlıdır
10. Konuşma birçoğunda gelişmemiştir
11. Konuşma gelişse bile bunu iletişim aracı
olarak kullanmazlar
12. Ekolaliktirler, söylenenleri papağan gibi
tekrarlarlar
13. Zamirleri ters kullanırlar
14. Uygun olmayan vurgulamalar, kalıp cümlelerle
konuşurlar
15. Mekanik ve tek düze ses tonu kullanırlar
16. Uygunsuz gülme ve kıkırdamalar vardır
17. Düzen takıntıları vardır
18. Nesne takıntıları vardır. Objelere gereksiz
yere bağlanma… (pipet, şişe, araba… vs)
19. Rutinlerindeki değişikliklere tepkilidirler
20. Tekrarlayan davranışları (stereotipiler)
vardır (nesneleri çevirme, el çırpma, kanat çırpma, zıplama, kendi etrafında
dönme, parmak ucunda yürüme…)
21. Oyuncaklarla gerektiği gibi oynamazlar
(arabaları dizerler, topu çevirirler…)
22. Hayali oyun oynamazlar
23. Sürekli aynı oyunları oynamayı tercih ederler
24. Bazıları çok inatçıdır
25. Bazıları ses, acı, koku, ışık ve dokunuşa
aşırı hassastırlar
26. Bazıları soğuk, sıcak, acıya duyarsız
olabilir
27. Bazıları tehlikeye karşı duyarsız olabilir
28. Yemek yeme bozuklukları vardır
29. Bazıları kendine, çevresindekilere ve
eşyalara zarar verebilir
30. Beklemeye ya da isteklerini ertelemeye pek
tahammüllü değillerdir.
3.
OTİZMİN TANI
ÖLÇÜTLERİ
Otistik
bozukluk, kendini üç alanda açığa çıkaran bir gelişimsel bozukluk olarak
göstermektedir. Bu alanlar, iletişim, sosyal etkileşim ve davranış alanlarıdır.
Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından belirlenen tanılama ölçütlerinden
iletişim alanında en az 2 ve sosyal etkileşim ve davranış alanlarında da en az
1 olmak üzere toplamda en az 6 ölçütü karşılayan vakaların otizm olarak
adlandırılması öngörülmektedir (DSM-IV).
A. Sosyal Alanda Güçlük
1. Başkalarıyla gözteması kurmakta zorlanmak
2. Arkadaşlık ilişkileri geliştirememek
3. Pek çok şeyibaşkalarıyla birlikte
değil de kendi başına yapmayı yeğlemek
4. Çevredeki kişilerin yaptıklarıyla ilgilenmemek; onlar kendisiyle ilgilendiğinde
ise kayıtsız kalmak
B. İletişim Zorlukları
1. Dil ve konuşma gelişiminde akranlarının
gerisinde olmak ya da hiç konuşmamak
2. Başkalarıyla sohbet başlatmada ve sürdürmede zorlanmak
3. Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz zamanlarda söylemek
4. Çevresinde bulunan aynı yaşlardaki çocukların oynadığı oyunlara ilgi göstermemek
C. İlgi ve Davranış Takıntıları
1. Bazı sıra dışı konulara karşı aşırı ilgi duymak; örneğin, asansörlerin nasıl
çalıştığı
2. Günlük yaşamdaki düzen değişikliklerine katlanamamak; örneğin, eşyaların
yerinin değişmesi
3. Sıra dışı beden hareketleri yapmak; örneğin, sallanmak ya da çırpınmak
4. Bazı nesnelerle sıra dışı hareketler yapmak; örneğin, nesneleri döndürmek
ya da sıraya dizmek.
Şekil 1 İlgi Otistik Çocukları Koruma Derneği
Tarafından Hazırlanmıştır
Şekil 1 İlgi Otistik Çocukları Koruma Derneği
Tarafından Hazırlanmıştır
4.
OTİZMİN
YAYGINLIĞI
Ülkemiz
şartlarında vaka kayıt sistemlerinin yetersiz olmasından dolayı ülkemize özgü
net bir yanıt vermek olası değildir. Bunun yanında diğer ülkelerde görülme
sıklığının 1/150 olduğundan bahsedilmektedir. COİNCUL OF EXCEPTİONAL CHILDREN ’ın
(sıra dışı çocuklar konseyi ) da kendi bültenlerinde belirttiği gibi 2009 yılı
sonunda tamamlanan iki çalışmada bu rakam %1’e kadar yükselmiştir. Bunun en
önemli nedenlerinden biri tanı ölçütlerinin çok geniş olmasıdır. Ayrıca otizmin
erkekler arasında görülme olasılığının kızlarda görülme olasılığından 3-4 kat daha yüksek olmasıdır.
5.
OTİZMİN
NEDENLERİ
a) Buzdolabı
anneler
b) Aşılar
c) Kurşun
zehirlenmesi
d) Tarım
ilaçları
e) Beyin
zedelenmesi
f) Genetik
Ancak bu
nedenlerden hiç biri bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Çok sayıdaki değişkenin otizmin
üzerindeki etkilerinden bahsedilmektedir. Çoklu genetik unsurlarının veya
çevresel etkenlerin otizm vakasına neden olduğu düşünülmektedir. Son yıllarda
araştırmalar genetik problemler üzerine yoğunlaşmaktadır. Kötü annelerin neden
olduğu düşüncesi yapılan araştırmalarla değişmiştir.
6.
OTİZME EŞLİK
EDEN DİĞER DURUMLAR
Otizm, birçok hastalıkla ilişkilidir. Ancak henüz
herhangi birinin otizmi ortaya çıkaran temel bir hastalık olduğu
kanıtlanmamıştır. Dikkat edilmesi gereken noktalardan biri otistik bozukluğun
en ağırdan en hafife giden çok farklı şiddette biçimlerinin varlığıdır. Çok
ağır biçimlerinde epilepsi, saldırganlık, uyku sorunları gibi ek sorunlar daha
sıktır. Bu olgularda sıklıkla otizme eşlik eden ve neden olan başka hastalıklar
vardır.
1-Zekâ Geriliği
Zeka özürlü bazı çocuklar tüm kriterleri karşılamamakla birlikte, otistik özellikler gösterebilirler. Aynı zamanda, otistik çocukların birçoğu zekâ geriliği görülmektedir. Otizmin ağırlığı zekâ düzeyi, çocuğun konuşma yeterliliği ve zihinsel yetilerindeki bilişsel esneklikle; yani öğrendiklerini genelleyebilme yetisi ile ilgilidir. Otistik çocukların %70-90′ı mentalretarde olup tüm hastaların %50′sinde zekâ seviyesi 50′nin altındadır. Ağır otistiklerde tüm belirtiler olanca şiddetiyle görülürken, hafif otistikler zamanla konuşabilirler, göz teması kurarlar ve normal eğitim alabilirler.
Zeka özürlü bazı çocuklar tüm kriterleri karşılamamakla birlikte, otistik özellikler gösterebilirler. Aynı zamanda, otistik çocukların birçoğu zekâ geriliği görülmektedir. Otizmin ağırlığı zekâ düzeyi, çocuğun konuşma yeterliliği ve zihinsel yetilerindeki bilişsel esneklikle; yani öğrendiklerini genelleyebilme yetisi ile ilgilidir. Otistik çocukların %70-90′ı mentalretarde olup tüm hastaların %50′sinde zekâ seviyesi 50′nin altındadır. Ağır otistiklerde tüm belirtiler olanca şiddetiyle görülürken, hafif otistikler zamanla konuşabilirler, göz teması kurarlar ve normal eğitim alabilirler.
2- Dikkat Bozuklukları
- Sıkıcı bir faaliyeti uzun süre sürdürebilirler.
- Aynı videoyu defalarca izleyebilirler.
- Kısa dikkat süresi ve aşın hareketlilikleri vardır.
- Normal faaliyetten çabuk sıkılır; bir etkinlikten bir diğerine atlarlar.
- Ortak dikkat yoktur. (Bundan kasıt: çocuğun bir başka kişi ile bir nesneye ya da bir faaliyete odaklanamaması)
- Sıkıcı bir faaliyeti uzun süre sürdürebilirler.
- Aynı videoyu defalarca izleyebilirler.
- Kısa dikkat süresi ve aşın hareketlilikleri vardır.
- Normal faaliyetten çabuk sıkılır; bir etkinlikten bir diğerine atlarlar.
- Ortak dikkat yoktur. (Bundan kasıt: çocuğun bir başka kişi ile bir nesneye ya da bir faaliyete odaklanamaması)
3- Epilepsi
Otizmin seyrine ait diğer ilginç bir durum da otistik regresyondur. Otizm tanısı alan çocukların en az 1/3′ünde otistik regresyon görülür. Otistik gerileme bazen epilepsi nöbetleriyle ilişkilidir. Otistiklerin %30′unda epileptik nöbetler vardır. Bu nöbetler, yetişkin yaşa kadar ortaya çıkar. Ergenlik ve genç erişkinlik çağındaki otistik çocukların üçte biri en az iki epilepsi nöbeti geçirir. Çocukluk yaşlarında nöbetlerin yüzdesi daha yüksektir. En sık başlama yaşı ise buluğ çağıdır. Nöbetlerin varlığı, merkezi sinir sistemindeki örselenmeyi gösterir. Bebeklikte başlayan ‘bebeklik nöbeti’ olarak anılan nöbet türü de otistik belirtilere neden olur.
Rapin (l998),180 otistik çocuk ile bir araştırmada, %30 çocukta nöbet görüldüğünü, bunlardan % 11′ine epilepsi tanısı konulduğunu, %17′ sinin epilepsi tanısı olmadan nöbet geçirmiş olduğunu, geri kalan %5′ inde nöbetin uyarıldığını bildirmektedir.
Otistik çocuklarda her nöbet tipi görülebilir. Nöbeti olan çocuklardan uzun süreli uyku EEG’si yapılanlarda 3. ve 4. uyku aşamasında birçoğunun “belirsiz epilepsi” geçirdiği saptanmıştır.
Otizmin seyrine ait diğer ilginç bir durum da otistik regresyondur. Otizm tanısı alan çocukların en az 1/3′ünde otistik regresyon görülür. Otistik gerileme bazen epilepsi nöbetleriyle ilişkilidir. Otistiklerin %30′unda epileptik nöbetler vardır. Bu nöbetler, yetişkin yaşa kadar ortaya çıkar. Ergenlik ve genç erişkinlik çağındaki otistik çocukların üçte biri en az iki epilepsi nöbeti geçirir. Çocukluk yaşlarında nöbetlerin yüzdesi daha yüksektir. En sık başlama yaşı ise buluğ çağıdır. Nöbetlerin varlığı, merkezi sinir sistemindeki örselenmeyi gösterir. Bebeklikte başlayan ‘bebeklik nöbeti’ olarak anılan nöbet türü de otistik belirtilere neden olur.
Rapin (l998),180 otistik çocuk ile bir araştırmada, %30 çocukta nöbet görüldüğünü, bunlardan % 11′ine epilepsi tanısı konulduğunu, %17′ sinin epilepsi tanısı olmadan nöbet geçirmiş olduğunu, geri kalan %5′ inde nöbetin uyarıldığını bildirmektedir.
Otistik çocuklarda her nöbet tipi görülebilir. Nöbeti olan çocuklardan uzun süreli uyku EEG’si yapılanlarda 3. ve 4. uyku aşamasında birçoğunun “belirsiz epilepsi” geçirdiği saptanmıştır.
4- Öğrenme sorunları
Otistik çocuklar bazı genel öğrenme sorunları sergilerler ve tipik olarak bir alanda gelişip başka bir alanda gerilik gösterebilirler. Otizmi olan çocuk bazı alanlarda, örneğin hafıza gücü ve müzikal yeti gerektiren alanlarda çok başarılı olabilirken, okuma, bisiklete binme gibi başka alanlarda başarısız olabilir. Otistik bir çocukta ek özür olarak ayrıca işitme ve görme özrü olabileceği, bedensel engelli birinde otizmin de var olabileceği unutulmamalıdır. Bekleme sorunları ve iyi programlanıp yapılandırılmamış bir zamanı geçirme konusunda zorlukları vardır. Öğrendiklerini genellemek için sürekli yönergeye gereksinim duyarlar. Motor yanıtları başlatmada gecikme olabilir. Başarılı oldukları alanlarda bazen kötü, kötü oldukları alanlarda ise bazen iyidirler. Bazılarında gelişmiş okuma yetisi vardır. Buna hiperleksi denir. Otistiklerin %10-20′sinin hiperleksik olduğu bilinir. Bu otistik çocuklar çok küçük yaşta, örneğin 2-3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenirler ancak okuduklarından anlam çıkaramazlar. Ham bellek gerektiren veya uzak geçmişe ait bellek yetileri gerektiren işlerde başarılıdırlar.
Otistik çocuklar bazı genel öğrenme sorunları sergilerler ve tipik olarak bir alanda gelişip başka bir alanda gerilik gösterebilirler. Otizmi olan çocuk bazı alanlarda, örneğin hafıza gücü ve müzikal yeti gerektiren alanlarda çok başarılı olabilirken, okuma, bisiklete binme gibi başka alanlarda başarısız olabilir. Otistik bir çocukta ek özür olarak ayrıca işitme ve görme özrü olabileceği, bedensel engelli birinde otizmin de var olabileceği unutulmamalıdır. Bekleme sorunları ve iyi programlanıp yapılandırılmamış bir zamanı geçirme konusunda zorlukları vardır. Öğrendiklerini genellemek için sürekli yönergeye gereksinim duyarlar. Motor yanıtları başlatmada gecikme olabilir. Başarılı oldukları alanlarda bazen kötü, kötü oldukları alanlarda ise bazen iyidirler. Bazılarında gelişmiş okuma yetisi vardır. Buna hiperleksi denir. Otistiklerin %10-20′sinin hiperleksik olduğu bilinir. Bu otistik çocuklar çok küçük yaşta, örneğin 2-3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenirler ancak okuduklarından anlam çıkaramazlar. Ham bellek gerektiren veya uzak geçmişe ait bellek yetileri gerektiren işlerde başarılıdırlar.
5- Hiperaktivite
Dikkat kontrolünün tam gelişmemiş olduğu, özellikle zor gelen ya da zevk vermeyen durumlarda, dikkat üzerindeki denetimin iyice zayıfladığı durumların başında “hiperaktivite” gelir. Otizmli çocukların bazıları aşın hareketli olabildikleri gibi, bazıları hiperpasif denilecek ölçüde hareketsiz ve durgun olabilmektedir. Birçok otizmli çocukta hiperaktivite ile birlikte dikkat dağınıklığı da görülebilir. Otizmde de başlıca sorunun dikkati sağlayan sistemlerde olduğu sanılmaktadır. Hiperaktivite özellikle iki yaş civarındaki çocuklarda çok belirgindir. Bazı çocuklarda uzun süre devam eder ve başlıca sorunlardan biri olur. Aşırı aktif dönemleri zamanla hareketsiz etkinlik dönemleri izler. Bazen de sadece belli ortam ve durumlarda aşırı hareketlilik görülür.
Dikkat kontrolünün tam gelişmemiş olduğu, özellikle zor gelen ya da zevk vermeyen durumlarda, dikkat üzerindeki denetimin iyice zayıfladığı durumların başında “hiperaktivite” gelir. Otizmli çocukların bazıları aşın hareketli olabildikleri gibi, bazıları hiperpasif denilecek ölçüde hareketsiz ve durgun olabilmektedir. Birçok otizmli çocukta hiperaktivite ile birlikte dikkat dağınıklığı da görülebilir. Otizmde de başlıca sorunun dikkati sağlayan sistemlerde olduğu sanılmaktadır. Hiperaktivite özellikle iki yaş civarındaki çocuklarda çok belirgindir. Bazı çocuklarda uzun süre devam eder ve başlıca sorunlardan biri olur. Aşırı aktif dönemleri zamanla hareketsiz etkinlik dönemleri izler. Bazen de sadece belli ortam ve durumlarda aşırı hareketlilik görülür.
6- Tikler
Tiklerin bazen “stereotipi” adı verilen tekrarlayıcı hareketlerden ayrılması zor olur. Tikler genellikle yüzde olur. Bazen de omuz silkme hareketi olarak görülebilir. Burun veya boğazını temizliyormuş gibi sesler çıkarabilirler. Tikler bazen kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak da açığa çıkabilir.
Tiklerin bazen “stereotipi” adı verilen tekrarlayıcı hareketlerden ayrılması zor olur. Tikler genellikle yüzde olur. Bazen de omuz silkme hareketi olarak görülebilir. Burun veya boğazını temizliyormuş gibi sesler çıkarabilirler. Tikler bazen kullanılan bazı ilaçların yan etkisi olarak da açığa çıkabilir.
7-Efektif Mutizm
Efektif mutizm çocuğun yaşına uygun ve normal bir dil gelişimi olmasına karşın çeşitli ortamlarda konuşmayı reddetmesi durumudur. Otizmle karşılaştırıldığında normal dil gelişimi olduğu halde çocuğun seçkili ortamlara göre konuşmayı reddetmesi, yineleyici davranışların olmaması ve sosyal iletişimin otizmde gözlenen oranda bozulmamasıdır.
Efektif mutizm çocuğun yaşına uygun ve normal bir dil gelişimi olmasına karşın çeşitli ortamlarda konuşmayı reddetmesi durumudur. Otizmle karşılaştırıldığında normal dil gelişimi olduğu halde çocuğun seçkili ortamlara göre konuşmayı reddetmesi, yineleyici davranışların olmaması ve sosyal iletişimin otizmde gözlenen oranda bozulmamasıdır.
8- Takıntı
Saplantı, kişinin isteği ve arzusu dışında gelen, kişide tedirginlik doğuran ve zihinden uzaklaştırılamayan ardı sıra tekrarlayan düşüncedir. Kişi bu düşünceleri zihinden uzaklaştırabilmek için çeşitli istem dışı tekrarlayan hareketler yapabilir. Buna “zorlantı” adı verilir. Otizmli çocuklarda da nesneleri bir düzene dizme, farklı renk ve şekildeki cisimleri gruplama, çeşitli anlamsız düşünceleri zihninden atamama gibi çeşitli saplantılar görülmektedir. Bunun yanı sıra, bazı nesnelere aşın bağlanma davranışı da otizmli çocuklarda göze çarpmaktadır. Bazen, aynı konuya ya da bir ayrıntıya takılırlar ve saatlerce bu konu hakkında konuşmak isteyebilirler. Sokak levhaları, araba plakaları, alfabe, sayılar, köprüler gibi birçok şey konu olabilir.
Saplantı, kişinin isteği ve arzusu dışında gelen, kişide tedirginlik doğuran ve zihinden uzaklaştırılamayan ardı sıra tekrarlayan düşüncedir. Kişi bu düşünceleri zihinden uzaklaştırabilmek için çeşitli istem dışı tekrarlayan hareketler yapabilir. Buna “zorlantı” adı verilir. Otizmli çocuklarda da nesneleri bir düzene dizme, farklı renk ve şekildeki cisimleri gruplama, çeşitli anlamsız düşünceleri zihninden atamama gibi çeşitli saplantılar görülmektedir. Bunun yanı sıra, bazı nesnelere aşın bağlanma davranışı da otizmli çocuklarda göze çarpmaktadır. Bazen, aynı konuya ya da bir ayrıntıya takılırlar ve saatlerce bu konu hakkında konuşmak isteyebilirler. Sokak levhaları, araba plakaları, alfabe, sayılar, köprüler gibi birçok şey konu olabilir.
9- Korkular
Özel, uygunsuz korkuları olabilir. Bazen son derece tehlikeli bir durumda korkusuzca davranırlar. Çoğu kez de tamamen zararsız bir durumda aşın korku ve panik haline girerler. Bu durumun bazen geçmişe yaşanan bir olayla ilişkili olduğu görülür. Çocuk geçmiş olayın bir görüntüsünü ve bir anını duyguyla birlikte tekrar yaşar, yeni durumun o olayla ilgisiz olduğunu fark etmez.
Özel, uygunsuz korkuları olabilir. Bazen son derece tehlikeli bir durumda korkusuzca davranırlar. Çoğu kez de tamamen zararsız bir durumda aşın korku ve panik haline girerler. Bu durumun bazen geçmişe yaşanan bir olayla ilişkili olduğu görülür. Çocuk geçmiş olayın bir görüntüsünü ve bir anını duyguyla birlikte tekrar yaşar, yeni durumun o olayla ilgisiz olduğunu fark etmez.
10- Psikiyatrik Bozukluklar
Otizm başka ruh hastalıklarına yatkınlık sağlar. Yani otizmde eskiden bilinenlerin aksine başka psikiyatrik hastalıklara yakalanma olasılığı sıktır. Depresyon, mani, obsesif-kompulsif nevroz, panik atak sık görülür. Bu sorunlar ergenlik çağı ile birlikte daha belirginleşmektedir. Seyrek olarak otistiklerde daha sonra şizofreninin geliştiği görülür. Ama otizm ve şizofreni temelde birbirinden farklı hastalıklardır.
Otizm başka ruh hastalıklarına yatkınlık sağlar. Yani otizmde eskiden bilinenlerin aksine başka psikiyatrik hastalıklara yakalanma olasılığı sıktır. Depresyon, mani, obsesif-kompulsif nevroz, panik atak sık görülür. Bu sorunlar ergenlik çağı ile birlikte daha belirginleşmektedir. Seyrek olarak otistiklerde daha sonra şizofreninin geliştiği görülür. Ama otizm ve şizofreni temelde birbirinden farklı hastalıklardır.
11- Yeme Sorunları
Katı yiyecekleri reddedebilirler, çiğnemeyebilir, çok seçici yiyebilirler, nadiren aşın yiyebilirler. Yararlı yiyeceklere tutkun olmaları beklenmez. Buna karşın çerez, cips gibi şeylere bayılırlar. PİCA denilen, yenilmez şeyleri bazen dışkılarını yeme görülebilir.
Otizmin temel bir özelliği olan yeniye direnç gösterme yiyecekler için de geçerlidir ve yediklerini çeşitlendirmek uzun süre olanaksız olur. Tat konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri gıdaya karıştırılacak en küçük bir maddeyi bile fark ederek yemekten vazgeçebilirler. Çocukların yeme sorunları sebat ederse uğraşmak gerekebilir. Ancak çocukların duygusal bağla bağlı olan anneler için hele de bizim kültürümüzde mücadele etmek çok zordur. Yapılacak işlerden biri yemek zamanları dışında yemesi istenmeden önce çocuğa sırasıyla yiyeceklerin gösterilip tanıtılmasıdır. Çocuğun o yiyeceği eline alması incelemesi istenebilir. Ağzına götürmesi, tatması vb. teşvik edilebilir. Ama kesinlikle yemesi istenmez veya ima edilemez. Yani onun için panik yaratan duruma dereceli olarak alışması beklenmelidir.
Katı yiyecekleri reddedebilirler, çiğnemeyebilir, çok seçici yiyebilirler, nadiren aşın yiyebilirler. Yararlı yiyeceklere tutkun olmaları beklenmez. Buna karşın çerez, cips gibi şeylere bayılırlar. PİCA denilen, yenilmez şeyleri bazen dışkılarını yeme görülebilir.
Otizmin temel bir özelliği olan yeniye direnç gösterme yiyecekler için de geçerlidir ve yediklerini çeşitlendirmek uzun süre olanaksız olur. Tat konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri gıdaya karıştırılacak en küçük bir maddeyi bile fark ederek yemekten vazgeçebilirler. Çocukların yeme sorunları sebat ederse uğraşmak gerekebilir. Ancak çocukların duygusal bağla bağlı olan anneler için hele de bizim kültürümüzde mücadele etmek çok zordur. Yapılacak işlerden biri yemek zamanları dışında yemesi istenmeden önce çocuğa sırasıyla yiyeceklerin gösterilip tanıtılmasıdır. Çocuğun o yiyeceği eline alması incelemesi istenebilir. Ağzına götürmesi, tatması vb. teşvik edilebilir. Ama kesinlikle yemesi istenmez veya ima edilemez. Yani onun için panik yaratan duruma dereceli olarak alışması beklenmelidir.
12- Uyku Bozuklukları
Otistiklerde uyku sorunları çok olur. Sık uyanma, uyandıktan sonra durdurulamayan ağlama nöbetleri, geç yatma veya geç kalkma veya gibi sorunlarla karşılaşırlar. Geç yatıp çok erken kalkma veya sürekli anneyle yatmak isteme gibi değişik sorunlar görülebilir.
Otistiklerde uyku sorunları çok olur. Sık uyanma, uyandıktan sonra durdurulamayan ağlama nöbetleri, geç yatma veya geç kalkma veya gibi sorunlarla karşılaşırlar. Geç yatıp çok erken kalkma veya sürekli anneyle yatmak isteme gibi değişik sorunlar görülebilir.
13- Duyu Sorunları
Çeşitli duyu sorunları görülür. Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyudan (tat, dokunma, işitme, görme gibi) gelen uyanlara karşı bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler, örneğin bir çalar saatin yumuşak sesinden dehşete kapılabilir fakat bir araba kornasının sesinden hiç rahatsızlık duymayabilirler. Bazı otistik çocuklar ve erişkinler ağrıya karşı ileri derecede duyarsız yani acıya karşı çok dayanıklı olabilirler. Çok kuvvetli bir ışığa uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saatlerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere uzun süre bakabilirler. Bazen ışıkla karşılaştıklarında gözlerini kapatırlar. Bazen kulaklarını tıkarlar. Bazen dokunmayı bazen dokunulmayı severler. Bazen de her iki durumdan da ileri derecede kaçınırlar.
Derin duyu sistemi; eklem, kas ve beden farklılığım kapsar. Otizmli çocuklar, genellikle büyük kas ve küçük kas becerilerinde yetersizlik yaşarlar. Bu beceriler derin duyu sistemi içine giren bozukluklardır. Otistik çocukların birçoğu, bedenlerinin uzayda nerede olduğunu bilmezler. Buna bağlı olarak, bir tramplen üzerinde zıplamayı ya da salıncakta sallanmayı rahatlatıcı bulabilirler. Otizmli birçok çocuk, becerileri ve davranışları günlük hayatlarına genellemede zorlanırlar.
Çeşitli duyu sorunları görülür. Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyudan (tat, dokunma, işitme, görme gibi) gelen uyanlara karşı bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler, örneğin bir çalar saatin yumuşak sesinden dehşete kapılabilir fakat bir araba kornasının sesinden hiç rahatsızlık duymayabilirler. Bazı otistik çocuklar ve erişkinler ağrıya karşı ileri derecede duyarsız yani acıya karşı çok dayanıklı olabilirler. Çok kuvvetli bir ışığa uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saatlerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere uzun süre bakabilirler. Bazen ışıkla karşılaştıklarında gözlerini kapatırlar. Bazen kulaklarını tıkarlar. Bazen dokunmayı bazen dokunulmayı severler. Bazen de her iki durumdan da ileri derecede kaçınırlar.
Derin duyu sistemi; eklem, kas ve beden farklılığım kapsar. Otizmli çocuklar, genellikle büyük kas ve küçük kas becerilerinde yetersizlik yaşarlar. Bu beceriler derin duyu sistemi içine giren bozukluklardır. Otistik çocukların birçoğu, bedenlerinin uzayda nerede olduğunu bilmezler. Buna bağlı olarak, bir tramplen üzerinde zıplamayı ya da salıncakta sallanmayı rahatlatıcı bulabilirler. Otizmli birçok çocuk, becerileri ve davranışları günlük hayatlarına genellemede zorlanırlar.
14- Öfke Nöbetleri
Öfke nöbetleri, otizmli çocukların çoğunda iki-beş yaş arasında belirginleşmektedir. Küçük otistik çocuklar istediklerini ifade edemedikleri için, kendini anlatmanın verdiği zorlukla çoğunlukla öfke nöbeti geçirirler. Nöbet, çocuğun bir isteğinin yapılmaması ya da ortamda istemediği bir durumun oluşmasıyla açığa çıkabilir. Bazen öfke nöbetleri nedensiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan dolayı açığa çıkar. Çocuklar büyüdüklerinde öfke nöbetlerinin kontrol edilmesi daha güç olabilir. Çocuğun fiziksel gücündeki artış, onlara bakan ve eğitimleri ile ilgilenen kişiler için tehlike yaratabilir. Bazen periyodik olarak her gün aynı saatlerde gelebilir ve ne yapılırsa yapılsın teskin edilmesi söz konusu olmayabilir. Kararlı ve akılcı davranışlarla öfke nöbetleri önlenebilir veya sıklığı-şiddeti azaltılabilir. Sık öfke nöbetlerinde EEG yaptırılması gerekebilir.
Öfke nöbetleri, otizmli çocukların çoğunda iki-beş yaş arasında belirginleşmektedir. Küçük otistik çocuklar istediklerini ifade edemedikleri için, kendini anlatmanın verdiği zorlukla çoğunlukla öfke nöbeti geçirirler. Nöbet, çocuğun bir isteğinin yapılmaması ya da ortamda istemediği bir durumun oluşmasıyla açığa çıkabilir. Bazen öfke nöbetleri nedensiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan dolayı açığa çıkar. Çocuklar büyüdüklerinde öfke nöbetlerinin kontrol edilmesi daha güç olabilir. Çocuğun fiziksel gücündeki artış, onlara bakan ve eğitimleri ile ilgilenen kişiler için tehlike yaratabilir. Bazen periyodik olarak her gün aynı saatlerde gelebilir ve ne yapılırsa yapılsın teskin edilmesi söz konusu olmayabilir. Kararlı ve akılcı davranışlarla öfke nöbetleri önlenebilir veya sıklığı-şiddeti azaltılabilir. Sık öfke nöbetlerinde EEG yaptırılması gerekebilir.
15- Saldırganlık
Bazı otistiklerde saldırganlık belirgin bir davranış olabilir. Bu saldırganlık genelde aile yakınlarına ve kardeşlerine vurma, saç çekme şeklinde olabilir. Genellikle bir nedeni vardır. En çok görülen davranış problemlerinden biri de, kendisine zarar verici davranışlardır. Bu tip davranışlar; genellikle çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısız olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir gerilimin çocukların ilişkilerini bozması, çevresindekileri çaresiz bırakması hatta korkutması da kaçınılmazdır. Ayrıca bu davranışlar otistik çocuğun öğrenme yaşantılarını da olumsuz etkileyecektir.
Bazı otistiklerde saldırganlık belirgin bir davranış olabilir. Bu saldırganlık genelde aile yakınlarına ve kardeşlerine vurma, saç çekme şeklinde olabilir. Genellikle bir nedeni vardır. En çok görülen davranış problemlerinden biri de, kendisine zarar verici davranışlardır. Bu tip davranışlar; genellikle çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısız olduğu zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir gerilimin çocukların ilişkilerini bozması, çevresindekileri çaresiz bırakması hatta korkutması da kaçınılmazdır. Ayrıca bu davranışlar otistik çocuğun öğrenme yaşantılarını da olumsuz etkileyecektir.
16- Motivasyon ve Dikkat Problemleri
Otizmli çocuklarda motivasyon problemleri sıklıkla görülür. Bu çocukların öğrenmeye motive olma ile ilgili problemleri akademik ve sosyal yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Otizmli çocuklarda, motivasyon problemlerinin yanı sıra dikkat ile ilgili problemler de vardır. Özellikle kendini uyarıcı davranışlara yöneldiklerinde, dikkatlerini bir noktada toplamaları oldukça güç olmaktadır. Dikkat sürelerinin yetersizliği ve dikkat dağınıklığı, yetersiz motivasyon ile yakından ilişkilidir. Dikkat problemi olan çocuklar, küçük bir detayı fark edebilirken, bütünü kavramakta zorlanabilirler. Bu çocukların dikkati aşırı seçicidir. Aşın seçiciliğin diğer bir örneğini ipuçlarının kullanımında yaşanan zorluklarda görürüz. Bu çocuklar karşılarındaki kişinin ifade etmek istedikleri görsel ve işitsel ipuçlarını anlamakta güçlük çekebilirler. Kişilerin yüz ifadelerini, jest ve mimiklerini anlamakla ilgili güçlükler yaşayabilirler.
Otizmli çocuklarda motivasyon problemleri sıklıkla görülür. Bu çocukların öğrenmeye motive olma ile ilgili problemleri akademik ve sosyal yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Otizmli çocuklarda, motivasyon problemlerinin yanı sıra dikkat ile ilgili problemler de vardır. Özellikle kendini uyarıcı davranışlara yöneldiklerinde, dikkatlerini bir noktada toplamaları oldukça güç olmaktadır. Dikkat sürelerinin yetersizliği ve dikkat dağınıklığı, yetersiz motivasyon ile yakından ilişkilidir. Dikkat problemi olan çocuklar, küçük bir detayı fark edebilirken, bütünü kavramakta zorlanabilirler. Bu çocukların dikkati aşırı seçicidir. Aşın seçiciliğin diğer bir örneğini ipuçlarının kullanımında yaşanan zorluklarda görürüz. Bu çocuklar karşılarındaki kişinin ifade etmek istedikleri görsel ve işitsel ipuçlarını anlamakta güçlük çekebilirler. Kişilerin yüz ifadelerini, jest ve mimiklerini anlamakla ilgili güçlükler yaşayabilirler.
17- Kendini Uyarıcı Davranışlara Yönelme
Otizmli çocukların çoğunda, tekrarlayıcı stereotipik davranışlar vücudu döndürme, sallanma, el çırpma, başını sallama, nesnelere hafif vurma ve çevirme, ışığa gözünü dikip bakma ve sürekli aynı şeyleri tekrar etme gibi vardır. Bu hareketlerin içinde bulundukları koşullardan bağımsız yaparlar ve başkalarının varlığında da bunlardan vazgeçmezler. Bu tür davranışların nedeni tam bilinmemektedir. Ancak sıkıntının arttığı durumlarda çoğalmakta bazen de neşe ve sevincin ifadesi olarak yorumlanmaktadır. Stereotipiler zekâ düzeyi düşük otistiklerde daha sıktır. Bazı otistiklerde görülmeyebilir, bazılarında da yaşla azalır. Eğitimle azalabilir ama yoğun stereotipi, eğitimin yapılmasına da engel olur ve bazen ilaçlı müdahale gerekebilir.
Otizmli çocukların çoğunda, tekrarlayıcı stereotipik davranışlar vücudu döndürme, sallanma, el çırpma, başını sallama, nesnelere hafif vurma ve çevirme, ışığa gözünü dikip bakma ve sürekli aynı şeyleri tekrar etme gibi vardır. Bu hareketlerin içinde bulundukları koşullardan bağımsız yaparlar ve başkalarının varlığında da bunlardan vazgeçmezler. Bu tür davranışların nedeni tam bilinmemektedir. Ancak sıkıntının arttığı durumlarda çoğalmakta bazen de neşe ve sevincin ifadesi olarak yorumlanmaktadır. Stereotipiler zekâ düzeyi düşük otistiklerde daha sıktır. Bazı otistiklerde görülmeyebilir, bazılarında da yaşla azalır. Eğitimle azalabilir ama yoğun stereotipi, eğitimin yapılmasına da engel olur ve bazen ilaçlı müdahale gerekebilir.
18- Diş Gıcırdatma (Bruksizm)
Uyurken diş gıcırdatma üç- on yedi yaş arası çocukların % 15′inde görülmektedir. Diş gıcırdatmanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bunaltı ve sıkıntı sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Otizmli çocukların büyük bir bölümünde diş gıcırdatma bazen geçici, bazen de devam eden bir özellik gösterebilir.
Uyurken diş gıcırdatma üç- on yedi yaş arası çocukların % 15′inde görülmektedir. Diş gıcırdatmanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bunaltı ve sıkıntı sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Otizmli çocukların büyük bir bölümünde diş gıcırdatma bazen geçici, bazen de devam eden bir özellik gösterebilir.
7.
OTİZM AİLESİ
(YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUK)
Yaygın
gelişimsel bozukluk, birden fazla bozukluğu içeren genel bir tanı grubu olup erken
çocukluk döneminde başlayan sosyal etkileşim, dil gelişimi ve davranış alanlarında
yetersizliklere sahip olma durumudur. Davranış sorunları, yineleyici, sınırlı
ilgi ve davranışları kapsamaktadır. Bu durumlar gelişimin birçok alanını
etkileyerek kalıcı ve süreğen işlev bozukluklarına yol açarlar. 1980 öncesinde
Amerikan Psikiyatri Birliğinin sınıflandırmasında yaygın gelişimsel bozukluklar
çocukluk şizofrenisinin bir alt tipi olarak sınıflandırılmaktaydı. Amerikan Psikiyatri
Birliği, 1994 yılında yaygın gelişimsel bozuklukları beş bozukluktan oluşan bir
grup olarak sınıflandırmıştır.
Bunlar;
1. Otizm
2. Rett Sendromu
3. Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu
4. Asperger Bozukluğu
5. Başka Türlü Adlandırılmayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk
(Atipik Otizm)’ tur .
Yaygın Gelişimsel
Bozukluk
|
?
|
Otizm
|
Asperger
|
Rett Sendromu
|
YGB-Tanımlanamayan
|
Disintegratif Çocukluk
Bozukluğu
|
ÖZELLİKLER
|
ASPERGER
SENDROMU
|
YÜKSEK
FONKSİYONLU OTİZM
|
Motor
beceriler
|
• Gecikmiş motor yetilerin
olması
• Motor beceriksizliğin olması
• Garip duruş ve esnek olmayan yürüyüşün
olması
• Görsel-motor koordinasyon
bozukluklarının
olması
|
• Motor gelişimde gecikmenin
çok fazla tanımlanmaması
• Motor fonksiyonların göreceli
olarak daha
iyi olması
|
Dil
becerileri
|
Genellikle
dilin gelişiminde gecikmenin olmaması, konuşmanın akıcı olması
• Artmış
gereksiz söz kullanımının ve uzun süren monologlara girmenin olması.
Tonlama ve
ezgi, otizmdeki kadar monoton ve tek düze olmasa da konuşmada bürün bilimsel
hataların olması.
Konuşmada
teğet geçme ve ayrıntılamanın sıklıkla görülmesi.
Konuşulan
konuyu değiştirmede ve sonuca varmada güçlüğün ve tek taraflı konuşmanın
olması
|
• Dil gelişiminde belirgin
gecikmenin olması ve dilin iletişim fonksiyonunun kazanmaması.
Dil fonksiyonlarının sapmanın
daha fazla olması.
Yaşamın erken dönemlerinde
bıngıldamaların olması tonlama ve ezginin monotonik ve tek düze olması.
Ekolalinin olması.
Zamirlerin yanlış kullanımının
olması.
Tekrar edici konuşmaların
olması.
Artikülasyonda sözcük ve ses
çıkarmada eksiklerin olması.
|
Bilişsel
işlevler
|
• Bilişsel
gecikmenin genellikle olmaması
Yaşa uygun
bilişsel işlevselliğinin olması.
Sözel zekâ
bölümünün performans zekâ bölümünden yüksek olması
Sözel
yargılamada sözel bellekte işitsel algıda başarılı olması.
Uzaysal
işlevlerin göreceli olarak daha kötü olması.
|
•
Performans ZB>sözel ZB olması
• Uzaysal
becerilerin göreceli olarak daha iyi olması
|
Sosyal
etkileşimde nitel bozulma
|
• Daha
hafif düzeyde olması
Sıklıkla
erken çocukluk döneminden beri sevgilerini ve ilgilerini paylaşabilmeleri
•
Arkadaşlık yapmaya ve insanlarla tanışmaya daha ilgili olmaları
Sosyal
ilişkilerde duyarsızlık, biçimsellik kurallar, sosyal adetler, diğer
kişilerin duygusal ifadelerine aldırmamaları
Diğer kişilerle konuştukları
konuların sıklıkla ilgi duydukları alanlar olması
•Sosyal
ilişkilerde beceriksizliğin olması
|
• Daha
ileri düzeyde olması
• Erken
çocukluk öykülerinde annelerine başka çocuklara, yetişkinlere duyarsızlık
gösterilmesi ve başka kişilerden hoşlanmamalar
• İlgisiz,
içe çekilmiş ve diğer insanların farkında değilmiş gibi davranmaları
|
Davranış,
ilgi ve etkinlikler
|
Bir çok
alanda duyarsızlık var iken sınırlı ilgi örüntüsü ile sürekli uğraşmanın
belirgin olması
• İzole
becerilerde hipertrofik gelişmenin olması
|
• Aynılıkta
ısrarcılığın daha belirgin olması
• Hayali
oyun oynamamaları
• Daha
fazla motor stereotipi göstermeleri
• Acayip, olağan dışı olarak
nesnelerle
Uğraşmaları
|
Otizmle
beraber fark edilebilen bazı nadir yetenekler de olabilmektedir. Bu yeteneklere
sahip otizmli bireyler otizmlilerin toplamının %2’sini oluşturmaktadır. Asperger
ve yüksek işlevli otizmden etkilenmiş olan bu çocukların olası güçlü yanları:
Ø Somut
şeyleri, kuralları ve dizilişleri anlama yeteneği
Ø Sağlam uzun
süreli hafıza
Ø Matematik
becerileri
Ø Bilgisayar
yetenekleri
Ø Müzik
yetenekleri
Ø Artistik
yetenekleri
Ø Görsel
biçimde düşünme yetenekleri
Ø Yazılı dilini
erken dönemde çözebilme yetenekleri
Ø Dürüstlük
Ø Aşırı
derecede odaklanabilme yetenekleri
Ø Mükemmel yön
yetenekleri(ilgi otistik çocukları koruma derneği.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder