ÖZEL
EĞİTİM VE AİLE BEKLENTİLERİ
Bireyler
dünyaya geldikleri andan itibaren hızlı bir gelişim süreci içerisine girerek
yaşamları için önemli olan çeşitli beceriler, davranışlar edinirler; ancak
çeşitli nedenlerden dolayı bazı bireyler doğuştan ya da sonraki gelişimsel
süreçlerde normal gelişim gösteren bireylerden farklılaşır birtakım sorunlar
yaşayabilirler. Bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye yetersizliklerinden dolayı
sorunlar yaşayan, engelli bireyler gün geçtikçe daha fark edilir hale
gelmektedir. Başbakanlık Özürlüler İdaresi rakamlarına göre Türkiye nüfusun
%12.29’ u özel eğitim ihtiyacı olan bireylerden oluşmaktadır..( devlet
istatistik enstitüsü Türkiye özürlüler araştırması. 2002) Bir de etkilenen
bireylerin ailelerini bu rakama dahil edersek rakamlar azımsanmayacak düzeylere
çıkmaktadır. Türkiye de engellilikten etkilenenler bu kadar çok iken bir takım
hizmetler de gerekli olmaktadır. Sağlanması gereken bu hizmetlerden bireyi
gelecekteki yaşamına hazırlama ve aile üzerindeki yük ve stresi azaltma ve
benzeri konularda oynadığı kritik rolden dolayı özel eğitim öne çıkan bir
hizmet alanı olmaktadır.
Özel
eğitim; “Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için
özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve
yöntemleri onların özür ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen
eğitimdir.”(2006 özel eğitim hizmetleri yönetmeliği) Özel gereksinimli
bireylerin bağımsızlığa ulaşması için özel eğitim şarttır. Özel eğitim alanında
atılacak her adım özel gereksinimli bireyleri etkileyebilmektedir. Bireyin ilk
değerlendirilmesinden yetişkinlik yaşamına dek alınacak her karar bireyleri ve
aileleri etkileyecektir. Bu konuda, alanda çeşitli araştırmalar yapılmıştır.
Ancak aile beklentilerini ele alan çalışmaların oldukça az olduğu
görülmektedir. Bu çalışmalara; otistik
çocuğa sahip annelerin çocuklarının devam ettiği rehabilitasyon merkezlerinden
beklentilerini ve önerilerinin belirlenmesi, (Ahmet yıkmış fidan yeliz Özbey,
2009) özel gereksinimli bireylere sahip ailelerin çocuklarının devam ettiği
özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden beklentileri (Necmi Sarıoğlu 2006
) ailelerin ana okulundan beklentileri (Ayhan Seyfullah oğulları,2012) örnek
verilebilir. Bu araştırmalara baktığımızda ailenin beklentilerini tespit etmeye
yönelik betimsel çalışmalar olduğu görülmektedir. Ancak ailelerin özel
eğitimden ne beklemeleri gerektiğine yönelik öneriler veren çalışmalara
rastlanamamaktadır. Bu çalışmada yetersizlikten etkilenmiş bireylerin
ailelerinin özel eğitim hizmetlerinden beklentilerinin ne olduğunu tespit
ederek ailelerin özel eğitim konusunda beklentilerinin ne olması gerektiği
hakkında TV’den yayınlanacak bilgilendirici bir program hazırlanması
hedeflenmiştir. Ailelere bu konuda önerilerin verilmesi nedeniyle bu çalışmanın
önemli olduğu düşünülebilir. Ayrıca özel eğitimle ilgili olan ailelere, diğer
hizmet sağlayıcılara ve geniş kitlelere kolaylıkla ulaşılabileceğinden
çalışmanın TV programı olarak sunulması düşünülmüştür.
Aileler
için hazırlanacak program için ailelerin beklentilerinin tespit edilmesi ilk
adım olmuştur. Bu nedenle 75 aileye yarı yapılandırılmış bir görüşme formu
uygulanmıştır. Görüşmede sorulan sorular aşağıdaki gibidir.
1.
Özel
eğitimden neleri bekliyorsunuz?
2.
Çocuğunuzun
öğretmeninden beklentileriniz neler kısaca ifade eder misiniz?
3.
“özel
eğitimde şunlarda olsaydı, şu alanda da yardım hizmeti olsaydı.” Dediğiniz oldu
mu? Bunlar nelerdi kısaca yazar mısınız?
4.
Özel
eğitimde işbirliği nasıl olsun isterdiniz?
5.
Özel
eğitim alanında eksikler neler kısaca
yazar mısınız?
Bu soruların hazırlanmasında
çalışma ekibi öncelikle özel eğitim, beklenti ve eğitim standartları konusunda
çalışmış, ardından sorular üretmiştir. Bu soruları hem proje danışmanları ile
tartışarak, hem bir özel eğitim bölümü öğretim üyesi ile tartışarak hem de
alanda ailelere yönelterek tekrar biçimlendirmişlerdir. İlk denemelerin
ardından biçimlendirilen sorular uygulanmak üzere Ankara ili dahilinde10 özel
eğitim hizmeti sağlayan özel eğitim merkezi ziyaret edilmiş, çalışmanın amacı
orada bulunan ebeveynlere tanıtılarak gönüllü katılımları rica edilmiştir.
Görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile incelenerek
veriler bir araya getirilmiştir.
Aile beklentileri:
Gerçekleştirilen
analizlerin ardından aile beklentilerinin 4 başlık altında toplanabileceği
belirlenmiştir. Bunları; eğitime yönelik beklentiler, eğitimde öğretmene
yönelik beklentiler, aileye ve ihtiyaçlarına yönelik beklentiler, sosyal alan
ve durumlara yönelik beklentiler olarak ele alabiliriz.
Eğitime yönelik beklentiler:
Eğitime
yönelik beklentiler; ailelerin en çok üzerinde durduğu konu çocuğunun
ihtiyaçlarını karşılayabilen yoğunlaştırılmış eğitimdir. Aileler, çocuklarının
gereksinimlerini karşılayacak, bağımsızlıklarını artıracak bir eğitimin
sağlanmasını istemektedirler. Ayrıca verilen eğitimin kaliteli olumlu ve hızlı
sonuçlar vermesini beklemektedirler. Bu konuda ailelerin ifadeleri şu
şekildedir; “Özel eğitimden çocuğumun
ders saatlerini fazlalaştırmasını ve daha kaliteli ders saati geçirmesini
beklerim” Ders saatlerinin arttırılmasını ve ders sürelerinin
arttırılmasını ve aynı zamanda çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak bireysel
eğitimin verilmesini arzu etmektedirler. Ailelerden biri bunu, “Ders saatleri arttırılmalı. 2 değil 5-7
saat olsun.” Şeklinde ifade etmektedir. “Özel eğitimlerin çocuklarımız için
daha fazla bireysel eğitim verilmesini isteriz.” “Bireysel çalışmalar daha
yoğun olmalı.” Verilerden elde
edilen bir bulgu ise ailelerin kendi çocuklarının ihtiyaçlarından yola çıkarak
beklentilerini belirliyor olmalarıdır. Çocuğundaki davranış problemlerinin
azaltılmasına, iletişim becerilerinin arttırılmasına, çocuğunun ihtiyaçlarına
yönelik konuşma terapisti, fizyoterapist gibi destek hizmetleri yanında at tepisi, havuz terapisi, yunus terapisi
gibi alternatif yaklaşımlara yönelik beklentileri vardır. Bunu aileler şöyle
ifade etmiş; “Evet dil konuşma hocaları
olsaydı onunla ilgili ders verilmesi havuz eğitimi at terapisi.” “Konuşma
terapisi olmasını isterdim.”
Ayrıca
aileler çocuklarının, değişik faaliyetlerde bulunabilecekleri oyun salonu,
havuz gibi ortamların oluşturulmasını beklemektedirler. Çocukların
ihtiyaçlarına göre materyallerin zenginleştirilmesini beklemektedirler.
Buralarda çocukların hem eğitimine yönelik hem de sosyal etkinliklere yönelik
faaliyetler yapılmasını beklemektedirler. Bir aile bu beklentisini “Materyal kitap bilgisayar kütüphane ve ilk
yardım eksiklerinin giderilmesini istiyoruz. Özel eğitimde görsel eğitim
verilmesini isterim.” şeklinde ifade etmektedir.
Aileler
özel eğitimde denetim mekanizmasının oluşturulmasını ve kurumların sıklıkla
denetlenmesini beklemektedirler. Bir aile bu beklentisini “Özel eğitim yerlerinin aylık kontrol edilmesi yapılması gereken
şeylerin anında yapılması gerekir.” şeklinde ifade etmektedir.
Öğretmene
yönelik ailelerin eğitim beklentileri özel eğitimde, özel eğitim alan mezunu
öğretmenlerin eğitim vermesi, bu öğretmenlerin nitelikli ve yeterli olması,
öğrenciyi sağlıklı değerlendirerek öğrencinin ihtiyaçları paralelinde eğitim
vermesidir. Aileler öğretmenleri işini en iyi şekilde yapmaya çalışan, çocukla
ilgilenen, işini severek yapan, ilgi gösteren, vicdanlı eğitimciler olmalarını
bekledikleri görülmektedir. Bu konuda bir ailenin şu ifadesi örnek verilebilir;
“Oğluma güler yüzle, sevgiyle ve onu
eğlendirerek öğrenmesi gerekenleri öğretmesi ve özveride bulunması.”
“Öğretmenin ilgisi başarıya ulaştırır. Bizlerle beraber olup çocuğumuza destek
olmalarını bekliyoruz. Özel eğitimci olmaları gerekir ki aldıkları eğitimle
bize faydalı olsunlar.” “Özel eğitimi öğretmeninin alanında başarılı ve branş
öğretmenlerinin olmasını istiyorum. Öğretmenlerimizin çocuklarımıza sevgi ve
saygı çerçevesinde daha anlayışlı bir eğitim vermesini bekliyorum.” Aileler yapılan öğretim ve öğretmenin
davranışlarında öğretmene güvenmek istediklerini bu şekilde gösteriyorlar.
İşlenen
konuların öğretmen ve kurumlar arasında paralel olmasını beklemektedirler.
Örneğin; ailelerden biri bu konuyu şöyle ifade etmiştir; “Özel eğitimden çağdaş okul ile birlikte aynı konularla karşılıklı aynı
düzeyde kafasını karıştırmamak için ders konuları ile ilgili karşılıklı eğitim
vermelerini birlikte aynı konuları öğretmeleri biri başka diğeri bir başka
öğretmeye çalışıp kafası karıştırılmasın.” demektedir.
Aileler
çocuklarına öğretilenlerin kalıcı olmasına yönelik çalışmaların da yapılmasını beklemektedirler.
Aile söyle ifade ediyor; “Çocuğum daha
iyi bir şekilde ilerlemesi.”
Sık sık
öğretmen ve ders saatlerinin değişmemesini istemektedirler. Aile bunu şöyle
ifade ediyor; “Özel eğitim öğretmeni
olmasını istiyoruz. Öğretmenin devamlı olmasının çocuk üzerinde çok önemli rolü var. sık sık
öğretmen değişikliği bizde olumsuz etki bırakıyor.”
Aileler
değerlendirme süreci ile ilgili de bazı beklentilerini de belirtmektedir.
Öğretmenin çocuğu tanıma amaçlı değerlendirmesi, ihtiyaçların tespit edilmesine
yönelik değerlendirmesi, değerlendirme sonunda alınacak kararların öğrencinin
gereksinimini karşılayacak şekilde olmasını beklemektedir. Aileler yapılan
değerlendirmelerle öğretmenlerin çocuklarını tanıyamadıklarını
düşünmektedirler. Örneğin bir aile “çocuğumu
en az benim kadar tanımasını istiyorum” demektedir.
Aileler
özel eğitimde manevi değerlerin ön planda tutulmasını beklemekte, bu işin maddi
kaygılar için yapılmamasını istemektedirler. Bir aile bu beklentisini “Artık özel eğitimin manevi değerini
bıraktılar maddi açıya döndü. Bunların olmasını istemiyoruz” şeklinde ifade
etmektedir.
Ailelerin kendine yönelik
beklentileri:
Aileler
kendilerine psikolojik destek verilmesini beklemektedirler. Çocuklarının
öğretmenleri ile ilişkilerinde kendilerinin sıkıntıları olduğunda onları da
dinlemeleri, depresyon veya şok gibi yoğun psikolojik dertleri olduğunda
kendilerine destek verecek şekilde davranmalarını beklemektedirler. Örneğin
aile şöyle ifade ediyor; “Okulda sadece
çocukla ilgilenmemeli velinin de eğitilmesi lazım psikolojik destek lazım
çocukların daha çok oyun alanları olmalı.” “Özel eğitimde anneye babaya ve
çocuğa psikolojileri açısından destek olsa iyi olurdu özellikle annenin buna
çok ihtiyacı var. Çocuğu ile ilgili karşılaştığı sorunlarda anne babaya da
eğitim olsa seminerler düzenlense uzmanlar eşliğinde .” Ayrıca bu konularda
özel eğitim kurumlarında psikolog, rehberlik uzmanı gibi uzmanların
bulundurulmasını, bu uzmanlardan destek almayı beklemektedirler. Ayrıca bazı
aileler çocuklarına yönelik de uzmanlar tarafından psikolojik destek
verilmesini istemektedirler. Bir aile bu beklentisini “ Çocuğumun ergenlik döneminde olduğu için psikolojik destek almak ve
ailelere de eğitim verecek psikologların eğitim vermesi daha iyi olur.’’
şeklinde ifade etmektedir.
Ailelerin
ifadelerinde bilgi gereksinimi içinde oldukları da tespit edilebilmektedir. Bu
gereksinimlerini de kurumda ki öğretmenleri ile iletişim halinde
giderebileceklerini düşünmektedirler. Çocuklarının yetersizliği hakkında,
çocuklarının eğitimi için kendilerinin ne yapabileceği konusunda bilgi sahibi
olmak istemektedirler. Öğretmenlerin kendilerine danışmanlık yapmalarını,
çocuklarına en iyi şekilde faydalı olmak için görev dağılımı yaparak işbirliği
içinde olmaları gerektiğini beklemektedirler. Aileler kurumun ve
öğretmenin, kendilerini eğitimin bir
parçası olarak görmeleri gerektiğini düşünmektedirler. Bu nedenle kendi
önerilerinin de dikkate alınmasını, çocukları ile ilgili her türlü problemin
kendileri ile paylaşılmasını beklemektedirler. Bu süreçte sürekli iletişim
halinde olunması gerektiğini düşünmektedirler. Bir aile bu beklentisini ‘’ Çocuğumuzla her yönle ilgilenmesi bizi de
gerekiyorsa yönlendirmesi karşılıklı diyalog içinde olması çocuğun seviyesine
göre dersler işlemesi’’ şeklinde ifade etmektedir. Başka bir aile ise “anneden
babadan destek alması bir sıkıntı olduğunda çocuğun hakkında anne baba ile
paylaşması ertelememesi.’’ şeklinde beklentisini ifade etmektedir.
Bazı
aileler ise ihtiyacı olan ailelerin maddi yönden desteklenmesi gerektiğini düşünmektedirler. Bir aile bu
beklentisini “ Özel eğitimde olmasını
istediğimiz bir çok şey var. Fakat gerek devletin verdiği desteğin az olması
gerek sade ailelerin maddi durumlarının kötü olması bu beklentilerimizi
hayalden öteye götüremiyor.’’ şeklinde ifade etmektedir.
Sosyal yönden beklentiler:
Ailelerin
bu yönde ki beklentileri daha çok sosyal kabul üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Öğretmenlerin ve diğer insanların çocuklarını olduğu hali ile kabul ederek
ihtiyaçlarına yönelik girişimde bulunmalarını beklemektedirler. Örneğin aile bu
beklentisini şöyle; “Özel eğitimde
çocuğumuzun zevkli geçireceği oyun alanlarının olması, bizim çocuklarımız, ev
veya sosyal yaşamda eğleneceği arkadaşları yok. Bu alanda çocuğumuzun vakit
geçireceği alanlar olması.” “Belediyelerle işbirliği içinde olup bizim
çocuklarımıza daha güzel oyun basket gitar gibi kurslar açılması engelli
çocukları kabul etmiyorlar maalesef belediyelerin bu alanda dada çok çalışmalar
yapmaları.” ifade etmektedir. Ayrıca öğretmenlerin ve özel eğitimdeki
hizmet sağlayıcılarının kendileri ve çocuklarına yönelik empati kurmalarını
beklemektedirler. Bir aile bu beklentisini “
Hizmet sağlayıcı kişilerin kendilerini hizmet alanların yerine koyarak o
şekilde davranıp yararlı olmalarını isterim” şeklinde ifade etmektedir.
Ailelerin
sosyal ortamların ve sosyal faaliyetlerin artırılmasına yönelik de isteklerinin
olduğu görülmektedir. Bir aile bu konuda
beklentisini “Özel eğitimde çocuğumuzun
zevkli geçireceği oyun alanlarının olması, bizim çocuklarımız, ev veya sosyal
yaşamda eğleneceği arkadaşları yok. Bu alanda çocuğumuzun vakit geçireceği
alanlar olması.’’ şeklinde ifade etmektedir. Başka bir aile ise “Belediyelerle işbirliği içinde olup bizim
çocuklarımıza daha güzel oyun basket gitar gibi kurslar açılması engelli
çocukları kabul etmiyorlar maalesef belediyelerin bu alanda da çok çalışmalar
yapmaları.” şeklinde ifade
etmektedir.
TARTIŞMA
Ailelerin
beklentilerine genel olarak baktığımızda kendi çocuklarının ihtiyaçlarının
çevresinde yoğunlaşmaktadır. Bu beklentilerin çoğunluğu karşılanabilir beklenti
olmasına rağmen bir kısmı da karşılana bilirliği olmayan beklenti kategorisine
girmektedir. Bu şekilde sınıflandırmamızda ki amaç ailelerin beklentilerini
daha işlevsel ve kaliteli hale getirmektir. Bu beklentilerin gerçekleştirilmesi
ile ilgili ailelerin ne şekilde davranması gerektiğini şekillendirmek ve fark
etmediği alanlardaki beklentilerini de fark etmelerini sağlamaktır. Alternatif
yaklaşımlar adı altında sıraladığımız beklentileri uygun olmayan beklentiler
sınıfına koyabiliriz. Çünkü bu yaklaşımdaki yapılanlar sonuçlarının kesin
olmayışı ve maddi açıdan pahalı oluşu karşılanabilir beklenti olmadığını
gösterir. Ayrıca alternatif yaklaşımlar özel eğitimin kapsamına girmemektedir.
Girse bile özel eğitim öğretmenlerinin bu alanda uzmanlaşmasını beklemek mümkün
değildir. Ailelerin yalnızlığından
kaynaklandığını düşündüğümüz karşılanabilir olmayan beklentiler vardır. Örneğin
ailenin kurumdan dikiş nakış kursu isteklerinin olması gibi… bazı ailelerin
beklentileri ise çok geniş kapsamlıdır. Aileler çocuklarının yapabildiklerinin
farkında olarak beklentilerini şekillendirilebilir. Aileler beklentilerinin
farkında olmasına rağmen beklentilerini gerçekleştirmek için pek de bir şey
yapmadıklarını görmekteyiz. Aileler beklentilerini bütüncül olarak ele
alabilirler. Sadece çocuklarının ihtiyaçlarına yönelik değil, özel eğitimde
bende ne yapabilirim kaygısıyla beklentilerin ve eğitimin kalitesinin artması
yönünde kendine rol biçebilmelidir.
Öğretmenlerin
ailelerin beklentilerine yönelik yapması gerekenleri şu şekilde ifade
edebiliriz; işbirliği, ihtiyaçlara
yönelik eğitim, değerlendirme ve manevi değerler. Bunları ele alarak öğretmenin
neler yapabiliri ifade edersek:
İşbirliği öğretmen –aile ve öğretmen –diğer
hizmet sağlayıcılar arasında gerçekleşmelidir. Öğretmen aile ile işbirliği
sağlarken kurum da çocuğa kazandırdığı becerilerin kalıcılığının ve
genellemesinin sağlanması için öğretmenin aileye çocukları hakkında düzenli olarak
bilgi vermesi gerekmektedir. Bu bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla öğretmen
günlük, haftalık, aylık ve dönemlik olarak bilgi vermelidir. Öğretmenin
vereceği bilgiler, çocuğunun gelişimi için ailenin de evde yapabileceklerini
ifade edecek şekilde verilmesi işlevsel olduğu düşünülmektedir. Bu şekilde
ailelerin bilinçlenmesi ve öğrencinin günün çoğunu geçirdiği evinde fırsatlar
oluşturularak çocuğun öğretimsel zaman kazanmasını ve okulda verilen eğitimin
genellemesini sağlayacağı düşünülmektedir. Bunlar öğretmen, aile eğitimi
oturumları ile aileye kazandırabilir Burada öğretmen aileye ebeveyn rolünden
fazla bir şey yaptırmamaya dikkat etmelidir. Aileler bu eğitimle çocukları için
bir şeyler yapabildiğini fark ettikçe içsel motive olurlar. Öğretmenler aile
eğitimdeki gerçekleştirmek istedikleri amaçları düzenlerken işbirliği içinde
ailelerin de görüşlerini alması gerekebilir. Çünkü verilecek eğitimin daha
sağlıklı ve işlevsel olması için bu gerekli olabilir. Amaçlar konarken ailelerin
eğer uygun önerisi yoksa öğretmen bunu uygun bir şekilde aileye ifade edebilmelidir.
Çoğu zaman ailenin önerisi de uygun olmaktadır.
Yukarıda
sıraladığımız beklentilere baktığımızda genel olarak aileler,
gerçekleştirilmeye çalışılan amaçların ihtiyaçlara yönelik olmadığı ya da boş, gereksiz
olduğunu düşünebilmektedir. Burada öğretmen ne yaptığını aileye söylemesi,
aileleri bu durumdan kurtarmakta ve ailelerin daha sağlıklı beklentiler içinde
olmasını sağlamaktadır. Ailelerin ve öğretmenlerin işbirliği içinde olmalarının
gerekliliği yönetmelikte de değinilmiştir. MADDE 86 da BEP geliştirilmesinde ailenin de işbirliği içinde
olması gerektiği belirtilmiştir. MADDE 71 de de aile işbirliğini açıkça
göstermiştir. MADDE 71, MADDE 63 de verilen hizmetlerin
planlanmasında yürütülmesinde ailenin de görüşlerinin alınması gerektiği
belirtilmiştir. Rehber öğretmen öğrencilerin bireysel gelişim raporlarını
düzenlerken işbirliği içinde olmaları gerektiği belirtilmiştir. MADDE 36
da ise aile eğitim programlarının uygulanmasında dikkat edilecek hususlar
anlatılmış. Bu hususlarda işbirliği de iyi bir şekilde anlatılmıştır.
Yönetmelik incelendiğinde muhtelif yerlerde, muhtelif maddelerde aile ile
işbirliği içinde olunması gerektiği de açıklanmıştır. Özel eğitim,
ailelerin çocuklarından uzaklaşmak ve birkaç saatlerini rahat geçirmek için
çocuklarını bıraktıkları yerden ziyade; özel eğitim engelli çocukların daha
fazla iletişim ve işbirliği içinde olması gereken bir alandır. Bütüncül olarak
baktığımızda ailenin en çok güvendiği ve en yakınındaki uzman özel eğitim
öğretmenidir. Atılacak her adımdan, ne yapılması gerektiğinden haberdar olan
aileler eğitimin denetçisi olmalı ve kendi yararına yönelik bilgileri
öğretmenden alabilmelidir. Belki burada öğretmenin kişisel tavrına, ailenin nasıl
tepki vermesi gerektiği hususunda eksiklikler olabilir. Burada ailenin kendi
çabasına biraz daha ihtiyaç duyulmaktadır. Aileler bu konuda bir araya gelmeyi
başarabilirlerse; bunun öncüleri ve yönlendiricileri olan sivil toplum
kuruluşları da aileyi temel taş olarak ele almalı ve her aldığı kararlarda,
yaptığı faaliyetlerde, aileden güç alarak devam edebilmelidir. Ailelerin sivil
toplum örgütleri ile bir araya gelmesi sonucunda aileler kendi farkındalığını
fark edecek ve olası güç birliğini oluşturacaktır. STK içinde yer alan aileler
ile yapılacak aile toplantıları ya da kardeş aile yapılanması ile aileler kendi
çocuklarının eksiklerini, kendilerinin eksiklerini, öğretmenlerinin eksiklerini
görebilme şansı olabilir. Bunun için STK’lar kendi misyonlarını ve vizyonlarını
gözden geçirmeli ve “ailelere nasıl daha faydalı olabilirim” kaygısı içinde
olmalıdır. Bu kaygının içinde olan STK’lar ailenin bu eğitim sistemi içinde
birinci derecede denetim mekanizması olduğunu fark eder. Aileleri,
öğretmenlerin ve kurumların ne yaptığı konusunda daha fikir açıcı düşünce zincirlerine
aileleri katabilir. Ailelerin yalnızlık, ne yapacağını bilememe, çaresizlik,
bilgi ve hakları konusunda STK’lar ailelere bilgi paylaşımlarını işbirliği
teması altında verebileceği gibi, olası devlet mekanizmasında alınacak
kararlarda ailenin birinci dereceden fark ettikleri eksikleri ve önerileri özel
eğitimin geleceği adına karar olarak yansımasını da sağlayabilirler. Günümüzde
engelli birey ve ailelere destek ve hizmet vermek için kurulan birçok STK
kuruluş amacına ya da üzerine düşen görevler doğrultusunda faaliyetlerde
bulunma konusunda tatmin edici faaliyetlerde bulunmuyorlar. Birçok kurum, bir
arada vakit geçirmek için toplanmış bireylerden oluşuyor. Bunun önüne geçilmesi
gerekmektedir. Çünkü bu kurumları çocuğunun eğitimi ve ihtiyacı için destek
olarak gören birçok aile var. Birçok ailenin bu kurumlardan “yardımı olur”
beklentisi var; ya da bu yönde beklenti içinde olabilmesi gerekir. STK’lardaki
bu eksiklik aileleri olumsuz etkiliyor. İleriki yaşamları hakkında aileler
karamsarlığa düşebiliyor. Bu durumdaki aileler çocuğunun eğitimi için gerekli
olan çabayı gösteremiyorlar. (tek nedeni STK'lar olmasa da en azından yanında
olması bağlamında düşünülebilir.) Bu durumun ortadan kaldırılması için bu
STK’ların bilinçlendirilmesi gerekir. Bu kurumları bilinçlendirme görevini de
en sağlıklı şekilde bu işi bilen diğer STK kurumları ile yapılacak işbirliği
ile gerçekleştirilebilir. Amacı doğrultusunda faaliyetler gösteren STK’lar ile
işinin bilincini anlamamış STK’lar birleşebilir. STK’lar ailelerin hak
savunuculuğu görevini üstlenen önemli kurumlardan olduğu için STK’ların devlet
tarafından bilgilendirilmesi, gerçek anlamda hak savunuculuğu için pek de uygun
olmadığı düşünülmektedir. STK’lara kurumsal olarak bakıldığında STK’ların
beklentileri eğitimin kalitelileştirilmesi ve bireyin bağımsızlığının
artırılması için yeterli görünmemektedir. Genel olarak STK’lara bakıldığında
sağlanması gereken hizmetler konusunda belirli alanlara yoğunlaştıkları
görülmektedir. Diğer alanları göz ardı ettikleri söylenebilir. Bu durum STK’ların
birbiri ile iletişim kurmaları ve bilgi alış verişi yapmaları sağlanarak
düzeltilebilir. Ayrıca STK’lar: Destek
ve kaynak eğitim sağlaması için gerekli hizmetlerin aileye ulaşmasına imkân
sağlayabilir. İş imkânı sağlanmasına yardımcı olabilir, engelli bireylerin
çalışabilmesi için onlara uyarlanmış ortamlarda iş imkânları oluşturabilir, bu imkânların
sağlanmasını tüm aileler adına devlet kurumlarına bildirebilir. “İkinci Aile”
görevi yapabilir. Aileyi ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirebilir, hakları
konusunda bilgilendirme yapabilir, sosyal faaliyetler düzenleyebilir, aileleri
bir araya getirerek birbirlerine bilgi ve tecrübelerini aktarmalarını
sağlayabilir, sosyal kabul çalışmaları yaparak, yapanlara destek olabilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder